DÜSMANLAR VE SEBEBLERI
Müşrikler, gerek Peygamberimize gerekse müslümanlara eziyet etmekten geri durmuyorlardı.
Peygamberimize en çok düşmanlık yapanlar şunlardır:
1- Ebû Leheb: Peygamberimizin öz amcası olmasına rağmen İslâm'ın en büyük düşmanı idi. Daha ilk günden itibaren Peygamberimize karşı çıkmıştı. Karısı da Peygamberimizin geçeceği yollara her fırsatta diken koyardı. Tebbet sûresi bu ikisi hakkında inmiştir. Ebû Leheb, Bedir savaşında müslümanların zafer kazandığını öğrenince kahrından ölmüştür.
Ebû Leheb'in oğlu Uteybe bir defasında Peygamberimize hücum etmiş, yakasından tutarak gömleğini yırtmıştı. Peygamberimiz onun bu hareketinden son derece üzülmüş ve: "Ya Rab. Uteybenin üzerine canavarlarından birini musallat et" diye dua etmişti. Allah Sevgili Peygamberinin duasını kabul etti. Uteybe Şam'a giderken yolda bir arslan çıkı onu parçaladı. Böylece Peygambere yaptığı hakaretin cezasını bulmuş oldu.
2- Ebû Cehil: Peygamberimize en çok düşmanlık edenlerin başında gelir. Müslümanlara çok eziyet etmiş. Ammar b. Yâsir'in annesini inancından dolayı öldürmüştür. O da, Bedir savaşında öldürülerek cezasını bulmuştur.
3 - As b. Vail: Peygamberimize düşmanlıkta ileri giden bu adam, Peygamberimizin oğlu Kasım öldüğü zaman, "Muhammed'in soyu kesildi" diyerek alay etmiş, evlat acısıyla yüreği yanan Peygamberimizi çok üzmüştü.
Kevser süresindeki, "Asıl soyu kesilen, ismi unutulan, sana kin ve düşmanlık eden kimsedir" ayeti bunun hakkında nazil olmuştur. As b. Vail, Mekke civarında bir dağ geçidinden geçerken bindiği hayvan onu yere düşürerek bacağını ısırmış ve bu yaradan ölmüştür.
4-Velid b.Muğire,
5-Ümeyye İbni Halef,
6- Utbe b. Rebia da Paygamberimize düşmanlık yapanların başında gelenlerdendir.
1- İslâm dini sınıf farklarını ortadan kaldırıyor, insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğunu, köle ile efendinin Allah katında bir olduğunu ilan ediyordu. Kureyş'in ileri gelenleri, bu eşitliği kabul etmemiş, mevkilerinin ellerinden gideceğinden korktukları için İslâm'a düşman olmuşlardı.
2- Arapların ticaret merkezi Mekke idi. Mekke'de bulunan Kabe'nin içinde 360 kadar put vardı. Arapları oraya çeken şeyin putlar olduğunu, İslâmiyet putları kaldırınca Mekke'ye kimsenin gelmeyeceğini, dolayısıyla geçimlerini sağladıkları ticaretin ortadan kalkacağını sanıyorlardı.
3- Arabistan'da yüzyıllardan beri putlara tapma kökleşmişti. İyi ile kötüyü birbirinden ayırdetmekte güçlük çeken ilkel milletler, atalarından gördükleri şeylerden kolayca vazgeçmezler, yeniliklere düşman olurlar. İşte İslâm dini arapların alışageldikleri puta tapmayı ortadan kaldırıyor, tek Allah inancını getiriyordu.
4- Araplarda millete başkan olabilmek için liyakat, fazilet, yetenek gibi nitelikler aranmazdı. Sadece iki şart aranırdı. Bunlardan biri zenginlik, diğeri de çok evlat sahibi olmaktı.
Hz. Muhammed'de bunlar yoktu. Öyleyse onu kendimize önder kabul edemeyiz diyorlardı. Ayrıca Haşimiler ile Emeviler arasında eskiden beri devam eden kabile reisliği rekabeti vardı. Hz. Muhammed (s.a.s.), Kureyş'in Haşimi kolundan olduğu için kendisine düşmanlık edenlerin çoğu Emevilerdendi.