AHMET TERLI VE SIIRLERI - Sizden Gelenler

Şehit Hayrullah- n.bilici

Şehit Hayrullah- n.bilici

ŞEHİT HAYRULLAH

Burcu burcu kokan Anadolu köylerinden birinde,
Büyümüştü Hayrullah ve askere gidiyordu.
Hayrullah’ın bir anası, bir de oğlu Bekir vardı.
Torununun elinden tutmuş, oğlunu yolcu ediyordu.
Peygamber ocağına, askere cepheye gönderiyordu.
İki gözü iki çeşme gibiydi ve nasihat ediyordu:

“Yavrum! Şu sözlerimi kulağına küpe et, hiç unutma” diyordu.
Oğlum, seni nasıl sevmişsem ana olarak, silahını öyle sev;
Seni nasıl koruduysam gözüm gibi, onu öylece koru;
Seni nasıl temizleyip sildimse, onu öylece temiz tut;
Silahını namus bil, canın pahasına da olsa verme düşmana;
Bir de şunu unutma, sakın unutma ki Hayrullahım;
Analık hakkı çok büyüktür, biliyorsun evladım.
Görevin bitipte köye gelirken ayrılacaksın silahından;
Yanmalı için mutlaka, ayrılıyormuş gibi Bekir’inden, anandan;
Bundan az yanarsa için, sevinirsen eğer Hayrullahım;
Hakkım sana helal değildir, böylece bil, şahidimdir Allah’ım!”

Cepheye vardı Hayrullah, savaşıyordu düşmana karşı.
Bu nasıl kahramanlıktı Ya Rabbim, titretiyordu Arş’ı;
Derken isabet etti bir kahpe kurşun, yığıldı sipere;
Dev gibi vücuduyla koskoca Hayrullah serildi yere.

Ama o ne? Sarılmış silahına, yavrusuna sarılmış ana misali;
Akıyordu gözyaşları, işaret etti arkadaşına “gel” der gibi;
Koştu Mustafa vardı yanına, “ne oldu sana Hayrullahım?”

“Sus Mustafa sus ve beni dinle Bekir’ime, anama selam söyle;
Sevdim silahımı, korudum her zaman, hiç düşürmedim yere!”

“Ölürken bile kucağındaydı, ben gördüm canlı şahidiydim” de!

“Görevimi yaptım sanıyorum ama, yapamadıysam Mustafa;
Söyle anama, dua etsin yalvarsın, affım için Yüce Allah’a;
İçim yanıyor, gözüm akıyor ama kurşundan değil ağlayışım,
Bilsin şunu anam Mustafa, sebebidir silahımdan ayrılışım.
Anama söyle Mustafa, hakkını helal etsin, Bekirim’e iyi baksın;
Eğer yetişirse Bekir’in askerliğine, aynı nasihatı ona da yapsın,”

Gözünü açtı baktı göğe, “La İlahe İllallah Muhammedür Rasulullah”
Söyleye söyleye ruhunu Hakka teslim etti Hayrullah.

Göz yaşları akarak, bir seherde açmış ellerini köyde anası:
Diyordu “Ya Rab! Ey herşeyi yoktan var eden Yüce Allahım;
Hakkımı helal ettim, rahat uyusun, kefensiz Hayrullahım;
Torunumu bugün asker edeceğim, gençlerimiz var olsun,
Oğlum gibi torunum da fedadır, yeter ki Vatan sağolsun!”

Böyle ANALAR sayesindedir ki kurtulmuştur VATANIMIZ !
Böyle YİĞİTLER sayesindedir ki dalgalanır BAYRAĞIMIZ !
Böyle ŞEHİTLER sayesindedir ki çınlıyor EZANLARIMIZ !
Şu toplantıda ruhları bizimledir, aziz ŞEHİTLERİMİZİN !
Kanımız, canımız pahasına, EZAN bizim, BAYRAK bizim, VATAN bizim !

Nuri Bilici, 18 Aralık 1996 Çarşamba
Saat 24.00 / Bonn Almanya