nefret - Eglence/Geyik/Mizah

Fikralar

Fikralar

         Bu baslik altinda bildigimiz güzel fikralari toplayalim.

Bir Gün Bi Ailenin Çocugu olmus yıllar geçmiş Çocuk konuşmaya başlamıs ilk önce Anne demiş Ertesi gün annesi ölmüş Sonra dede demş dedesi ölmüş Çocuk kimi söyle se Ertesi gün o kişi ölüyormus Sonra Aradan zaman geçmiş Çocuk amca demiş Ertesi gün amcası ölmüş Gene zaman geçmiş Çocuk baba demiş Adam kara kara düşünüyormus yarın bende ölcem diye ertesi Gün de mahallenin Sütcüsü Ölmüş

Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış: -"Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım." Hakim kocaya sormuş: - "Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?" Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış: - "Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?" Hakim sekreterine dönmüş: - "Yaz kızım.
Çocuk babada kalacaktır

Padişah ferman eyler;
"Bu Cuma günü bütün halkımın erkekleri namaza gelecek, vay gelmeyenin haline!!! Kellesi olmayacak artık onların."

Günlerden Cuma olur ve namaz başlar. Namazı müteakip görevliler sayıma başlarlar ve akşama doğru sonucu tespit ederler.Bir Erkek gelmemiştir.Geçmişten beri idare ile sorunları olan Temel...

Padişah "getirin o deyyusu" der.Yakalayıp, padişahın huzuruna getirirler.
Padişah sorar;
"Ben ferman eyleyip namaza çağırdım ama sen gelmemişsin.Duymadın mı?"
"Yoo duydum ama i..liğine gelmedim"
Padişah sinirden kızarır, morarır
"Adettir 3 dileğini söyle ki bir an önce yerine getirsinler ve kelleni vursunlar"
Temel utanır sıkılır
"Nasıl söyleyeceğimi bilmem ki haşmetlim. Bana çok kızarsınız"
Padişah;
"Daha ne kızacağım bre deyyus, zaten kelleni emrettim.Söyle de eziyetin kısa sürsün.Tadını çıkar, ne dilersen yerine getirilecek"
Temel;
"Haşmetlim ben oldum bittim Vezirimizin haremine vurgunum.Bir defa olur mu"
Vezir çıldırır;
"Olmaz öyle şey,haddini bil deyyus......"
Padişah gülümser;"Ya vezir söz verdik. Dert etme, adam ölecek, kimse ile konuşturmayız, hem bir kereden bir şey olmaz"
Vezir itiraz ederken Padişah kükrer"Sana da mı 3 dileğini sorayım"
Vezir bakar işin ucunda kendi kellesi var istemeye istemeye kabul eder.
Temelin yanına hatuınu getirirler ve ikisini bir odaya alırlar yarım saat sonra temel çıkar ve huzura gelir.
Padişah sorar" Söyle ikincisi nedir"
"Haşmetlim ben oldum bittim sizin hareminizede... " sözünü bitiremeden padişah bağırır "Nöbetçiler alın bu kafiri karşımdan, hemen vurun kellesini....."
Vezir kuyruk acısı ile padişaha yaklaşır"Haşmetlum söz verdik,hem kimse ile görüştürmeyeceğiz.Adamın kellesini de alacağız.Sözünüzü yerine getirmezseniz huzurunuzdakiler ne düşünür?"
Padişah olmaz diye itiraz ederken vezir bastırır ve padişahı ikna eder.Hatunu getirip temel ile aynı odaya koyarlar.yarım saat sonra temel sırıtarak çıkar gelir huzura.
Padişah sinirden kudurmuştur,vezir kudurmuştur.Hiddetle sorarlar;"sonuncu isteğin nedir bre şerefsiz deyyus"
Temel boynunu büker"Haşmetlim ben oldum bittim vezirimize de sizede hastayım...."
Derken vezir hemen atlar
"PADİŞAHIM BEN BU TEMELİ SANKİ CEMAATİN ARASINDA GÖRDÜM GİBİYDİ"
Padişah bağırır;
"NASIL GÖRMEZSİN ULAN EŞŞOĞLUEŞŞEK.HEMEN YANIMDA OTURUYORDU......."

Bir Amerikalı, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çay içiyorlarmis. Amerikali çayını bitirince bardagi havaya firlatmis,
silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis
-"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika’da ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis.
Ingiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates
ederek bardagi parçalamis
-"bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis.
Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde çayını bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs

-"Bagdat’ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki,biz ayni adamlarla iki kere çay içmeyiz.."

Amerikada FBI için ajan seçimi yapilacaktir. Basvuru da bulunanlardan istenilen
ilk şart eşlerini verilen silahla

öldürmeleriydi. İlk aday olan ingiliz eline verilen
silahi geri çevirerek ben karima kiyamam der ve içeride bulunan karisini da alıp
evine geri döner. İkinci olarak içeriye Amerikali bir zenci

gelir o da uzun süre
düsündükten sonra bunu yapamam der ve silahı iade eder. İçeri son olarak
bizim Temel gelir. Temel’e de ayni teklifte bulunulur; yani karisini

öldürmesi
istenmektedir. Temel biraz düsündükten sonra bu teklifi kabul eder ve içeriye
girer. Birkaç el silah sesinden sonra aniden bir cam sesi gelir. Içeriye giren
ajanlar kirik camin

yanindaki Temele yönelip saskin bir sekilde sorarlar ne oldu
diye?
Temel :
- Verdiginiz silah kurusiki çikti, ben de bizim karıyı 20. kattan asagıya attım.

Temel Dursun a arabasinin öyküsünü anlatiyordu :
Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli
güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten
sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice
yukari çekip, dudaklarini islatti ve "Benden ne istersen
alabilirsin" dedi, ben de arabasini aldim.
Dursun : iyi etmissin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi.

Temel kamyon söförüymüs. Bir gün kamyonu ile yokus asagi inerken freninin
patladigini farketmis. Ileriye dogru baktiginda da yolun ikiye ayrildigini görmüs.
Bir tarafta pazar kuruluymus ve yüzlerce insanin alisveris yapiyormus. Diger
tarafta ise küçük bir çocuk yolun ortasinda oyun oynamaktaymis. Temel çok
hizli bir sekilde düsünerek "pazar yerune çirersem pi sürü insan ölür en eyisu
çocigu ezeyum" demis.
Ertesi gün gazetelerde söyle bir baslik; "pazara giren kamyon dehset saçti.
150 ölü"
Temel e sormuslar :
- Sende hiç kafa yokmu? Bu kadar insani ezecegine bari çocugu ezseydin.
Temel cevap vermis :
- Ula siz benu * Yasak Kelime Kullandınız * mi sandunuz? Bunu bende düsündüm... Tabii ki çocugu
ezecektim ama cocuk pazara dogri kosunca ben ne yapayim?